Bir düş diliyorum kaldırımda, bir vahşi hayatın içinde, vahşi değil mi zaten ya! Yaban diyelim… Neyse, zaten düşler yarım, bardaklar yarım. Kargaşa var yanıyanıbaşımda.
Elimde tuttuğum kadehi istemsizce okşuyorum. O, anlatmamı bekliyor. Anlatacaklarımı dinlemek için gereğinden fazla ilgi göstermesi beni gerçekten rahatsız ediyor. Kafamda yarattığım bütün o fantastik düşünceler, bütün o illüzyon, vagonları çeken atların, yerini buharlı lokomotiflere bırakması gibi yok oluyor. Aynı sonlarda…
Her şey benim ruhumdan bakıyor. Saçımın sesini dinle. Aniden duvar çatlıyor Masalın sonunda, uçmakta olan kuşa bulanıklaşıyor gözleri. Öyle düşünüyorum sevgilim çatlıyor ve uçuyor. Bunaltılı yok hayır bulantılı bir gecenin sabahına, gün akşama döndüğünde ben rüyaların peşinde, uyudum mu? Kaçıncı…
Kendimiz üzerinde çalışırken yani kendimizi “daha çok insan” yapmaya çalışırken her zaman ama her zaman merhamet noktasından başlamalıyız. Bu bazılarına basit ya da polyanavari gelebilir ama aslında yapabileceğimiz en güçlü şeylerden biri. Sağlıklı ve uzun süreli değişim her zaman nefretten…