Kafanızı her kaldırdığınızda var olduğunuz gezintiden, göğe baktığınızda bir sonraki aşamada, daha mı yansız, daha mı gizemini kaybetmemiş gelir? Tebessümünüz ait olduğu yerde, emin olduğunuz yüceliklerde.
Gözlerini açtı. Yere düşerek parçalandı her şey. Duvar dibine sindi. Huzuru aradı. Yavaşça sıçradı. Birini arar gibi bakındı odaya. Kendini izleniyor hissetti ve kendisine çevrilmiş gözlerin, onu soluksuz bırakıp hareket etmesini engelleyen yapışkan bir ağ ördüğü izlenimine kapıldı. Birine anlatmayı…
Açıktaki gemilerin hiçbirinin onu beklemediğini bilir. Hiçbir zaman, hiçbir yere gidemeyeceğini düşünür; bugüne kadar nasıl yaşamışsa, bundan sonra da öyle yaşayacaktır. - Cemil Kavukçu Kadın gözlerini kapatıyor dans ederken. Çamurun içinden çıkıp, çamurlu suyun yüzeyinde çiçek açan bir lotus çiçeği gibi……
Ben doğduğumda annem çok ağlamış, babam anlatırdı. Doğru veya yanlış, uzun kısa. Sevinçten ya da üzüntüden, bilemiyorum. Bildiğim, yanlış yolda yürüdüğüm. Yani bence. Sistematik dünyanın, özgürlüğüne susamış –öyle zanneden- bir bireyi olarak o engebeli yolda yürüdüğüm. Aslına bakarsanız böyle afili…